Aradığınız kelimeyi bulmakta zorlanıyorsanız ctrl+f “aranan kelime” yardımı ile daha kolay bulabilirsiniz.
Madde-i sabıka | Yukardaki hükümler; geçen hükümler; daha önce anılan maddeler |
Maddi edim | Borçlunun malvarlığı ile ifa edeceği edim türü |
Maddi mal | Taşınır ve taşınmaz mallar gibi fiziksel varlığı olan, gözle görülüp elle tutulabilen mal. |
Madrûb | Dövülmüş; darbolunmuş; vurulmuş |
Ma’dûd | Sayılı; |
Mafevk | Üst |
Mağsûb | Gasbedilmiş; zorla alınmış mahal yer |
Mahalli idareler | Köy, kasaba ve şehir adı verilen belli yerleşim alanlarındaki mahalli ihtiyaçları gidermek üzere çeşitli kamu hizmetlerini yürütmekte olan kuruluşlardır |
Mahcur | Vesayet altına alınmış kişi; kısıtlı |
Mahcuz | Haczedilen; hacizli; üzerine haciz konulmuş |
Mahdut | Sınırlanmış; tahdit edilmiş |
Mahfuz | Saklı; gizli |
Mahiyet | Nitelik; bir şeyin aslı, esası, içyüzü |
Mahkumunbih | Hüküm konusu |
Mahlûl | Hallolunmuş; çözülmüş; mirasçısı bulunmayan ve hükümete kalan |
Mahrum | Yoksun; dilediğini, istediğini elde edemeyen |
Mahsulât | Mahsuller; ürünler |
Mahsup | Hesap edilmiş; hesaba dahil edilmiş |
Mahsus | Özgü; özel; müstakil; özel olarak |
Makable şâmil | Geçmişe dokunan; geçmişe etkili olan; geçmişteki olayları da etkileyen |
Makable teşmil | Bir hükmün etkisinin geriye yürütülmesi |
Makrûn | Yakınlaştırılmış; yaklaştırılmış; yakın; ulaşmış |
Maksûr | Kasrolunmuş; kısıtlanmış; kısıtlı |
Maktu | Götürü; belirli; miktarda; değeri biçilmiş; pazarlıksız |
Maktul | Kasten öldürülen kişi, ölen kişi, öldürülmüş kişi |
Mal birliği | Eşlerin, (evlilik sözleşmesinde birliğe dahil olmayacaklarını belirttiği mallar istisna olmak üzere) evlenme zamanında her birinin malik olduğu ve evliliğin devamı süresince mülk edindiği bütün malların dahil olduğu birlik üzerinde kocanın (karının şahsi malları hariç olmak üzere) mülkiyet hakkına sahip olduğu mal rejimi. |
Mal Ortaklığı | Eşlerin, ortaklığa girecek mal ve gelirleri sınırlandırmamış olduğu ve bunlar üzerindeki mülkiyet hakkını ortaklaşa kullanarak hiçbir payında bağımsızca tasarruf edemediği mal rejimi. |
Malik | Mülkiyet hakkı sahibi; bir şeye sahip olan kişi. |
Mamelek | Malvarlığı |
Mansub | Atanmış; nasbolunmuş |
Marifetiyle | Yoluyla;aracılığıyla |
Maruz | Arz olunmuş; bir şeyin karşısında etki altında bulunan |
Masarif | Masraflar; giderler |
Masarifi muhakeme | Muhakeme masrafları |
Maslahat | Emir; buyruk; madde; husus; dirlik düzenlik; iş |
Masrûf | Sarf edilmiş; harcanmış |
Matbu | Basılı; basılmış |
Matlab | Talep olunan; istenen şey |
Matlubat | Alacaklar; istenen şey |
Matrah | Bir verginin miktarını belirtmek için esas alınan değer. |
Matuf | Yöneltilmiş; yönelik |
Mazarrat | Zarar; zararlar; zarar verici; zarar verme |
Mazbata | Tutanak |
Mazbut vakıf | Yönetimi devlet tarafından ele alınmış vakıf |
Mazhar | Erişen; bir şeyden yararlanma; ulaşma |
Mazireti sahiha | Gerçek engel |
Mazmûn | Ödenmesi gereken şey |
Maznun | Zanlı; sanık |
Meail | Sorunlar |
Mebaliğ | Meblağlar; tutarlar; ganimetler; paralar |
Mebânî | Binalar; yapılar |
Mebde | Evvel;başlangıç; prensip; ilk unsur |
Mebi | Satılan şey |
Meblâğ | Para tutarı; akçe |
Mebnî | Buna dayanan; ….den dolayı; ……den ötürü; bu sebeple; bu yüzden; üzerinde kurulu |
Mecâri | Su yolları; akıntı yerleri; su yatakları; mecralar |
Meccanî | Parasız; bedava |
Mecmuu | Tümü; tamamı; hepsi |
Mecra | Bir işin gidiş, oluş yolu; akarsu yatağı; su yolu |
mecruhiyet | yaralama |
Me’cur | Kiraya verilen şey; kiralanan |
meczum | anlaşılan |
Meçhul | Bilinmeyen; tanınmayan |
Meçzum | Anlaşılan |
Medar | Dayanak; yardım; elverişli |
Medarı tatbik | Uygulanabilir |
Medlûl | Delillendirilmiş; delil getirilmiş şey; bir kelimeden veya işaretten anlaşılan |
Mefhumu muhalif | Karşıt kavram |
Mefruğunbih | Devir konusu şey |
Mefruğunleh | Kendisine bir şey ya da hak devrolunan kimse |
Mefruşat | Döşeme; ev eşyası. |
Mefsuh | Feshedilmiş |
Mehil | Süre; önel |
Melhuz | Muhtemel; gerekebilecek; umulur; beklenir |
Memalik | Ülke |
Memnu | Menedilmiş; yasaklanmış; yasak |
Memur | Kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri yapmak üzere atanmış olan kişilerdir. |
Men | Yasak etme; bırakmama; durdurma; esirgeme; vermeme; önleme |
Men etmek | Engellemek; yasaklamak |
Menâfi | Menfaatler; yararlar; çıkarlar |
Menafil | Yararlar |
Menba’ | Kaynaklar; çıkış yeri |
Menfaati amme | Kamu yararı |
Menfi edim | Borçlunun bir şeyi yapmamak şeklinde icra edeceği edim türü. |
Men’i muaraza davası | Bir mal üzerinde;başka bir kimse tarafından ileri sürülen hak veya yapıların el atmanın önlenmesi isteğiyle açılan dava |
Menkul | Taşınır; taşınır mal |
Menkuz | Bozulan |
Menşe | Kaynak; kök; başlangıç |
Mera | Bir veya birkaç köy veya beldeye ayrı ayrı veya ortak olarak,hayvanları otlatmaları ve otundan yararlanmaları için tahsis edilen veya öteden beri bu amaçla kullanılagelen arazi |
Merbut | Bağlı |
Merhun | Rehnedilen mal |
Mer’i | Yürürlükte; geçerli |
Meriyet | Yürürlük |
Mersule | Gönderilen |
Mesağ | İzin; ruhsat; cevaz |
Mesaha | Ölçme; ölçümleme |
Mesail | Meseleler |
Mesâkin | Meskenler; oturulacak yerler |
Meskûn | İçinde insan oturan; oturulan; yerleşilmiş |
Mesmu | Dinlenen; dinlenebilir; karar için incelenebilir |
Mesned | İsnad edilen şey; dayanılan şey; dayanak; rütbe |
Mesul | Sorumlu |
Meşfu | Şuf’a (önalım) hakkının ilişkin olduğu mal |
Meşhudat | Şahitlik |
Meşrut | Şart koşulmuş; şartlı; şarta bağlı |
Meşruta tevliyet davası | Vakfeden kişinin mütevelliği kime şart kıldığı yolundaki uyuşmazlıkla ilgili dava |
Mevaşi | Koyun,keçi,öküz,inek gibi hayvanlar; geviş getiren hayvanlar; hayvan |
Mevdaddı mahsusa | Özel hükümler |
Mevhûm | Varsayılan; var olarak kabul edilen; kuruntuya dayanan |
Mevkuf | Vakfedilen şey |
Mevrid | Varacak yer |
Mevsukiyet | Sağlamlık |
Mezkûr | Zikredilen; sözü edilen; anılan |
Mezrûât | Ekilip biçilmiş tohumlar; ekinler |
Mezun | İzinli; yetkili; bir okulu (kursu) bitiren kişi |
Mezuniyet | İzin; yetki; bir okulu (kursu) bitirip diploma alma |
Mikâp | Bir şeyin küp olarak değeri (örneğin; metremikâp |
Milk | Kudret; tasarruf; mülk |
Minval | Şekil |
Miras Şirketi | Mirasın açılmasından, bölüştürülmesine kadar, mirasa dahil olan mal, hak ve borçların oluşturduğu topluluk. |
Misillû | Benzer; örnek gibi |
Muaccel | İvedi; peşin; vadesi (eceli) gelmiş; ödenmesi gereken hale gelmiş. |
Muacceliyet | Borcun vadesinin gelmiş olması |
Muaddel | Değişik |
Muaddün-li-l-istiglâl | Kiraya verilmek üzere yapılmış şey; kiralık eşya |
Muadil | Denk; eşit |
Muafiyet | Affedilmiş olma; bağışıklık; yükümlülük dışında tutulmuş |
Muâhede | Antlaşma; karşılıklı ant içme |
Muahhar | Sonraya bırakılmış; tehir edilmiş; sonraki |
Muallak | Havada boşta duran; sürüncemede kalmış |
Muamelat | Muameleler; işlemler |
Muaraza | Çekişme; sataşma; birbirine karşı gelme; bir hak talebi; kavga |
Muavin | Yardımcı |
Muayyen | Belirli; belli; saptanmış |
Muayyen mâ-adâ | Başka; dışında |
Mubayaa | Satın alma |
Mucibince | Gereğince; uyarınca |
Mucip | Gerektiren; gerektirici; icapcı; öneri sahibi |
Mucip sebepler | Gerektirici sebepler; gerekçe |
Mugayir | Aykırı; zıt; ters |
Muhakeme | Yargılama |
Muhammen | Tahmin edilen |
Muharrer | Yazılı; yazılmış |
Muhassas | Tahsis olunmuş; tayin edilmiş; özgü |
Muhatara | Riziko; zarara uğrama tehlikesi; tehlike; zarar ve ziyan |
Muhayyerlik | Bir sözleşme ile,belirlenen edimin yerine bir başkasını geçirmek yetkisi; seçimlik hak |
Muhdesat | Sonradan yapılmış; sonradan meydana gelmiş şeyler; yeni şeyler |
Muhik | Haklı; geçerli; uygun; gerekli |
Muhkem kaziye | Kesin hüküm |
Muhtar | Özerk; bağımsız; köyde devlet işlerini gören köyün başı |
Muhtelif | Çeşitli; değişik; farklı |
muhtevî | içeren, barındıran |
Mukabeleihilmisil | Karşılıklılık esası |
Mukabil | Karşılık; karşı |
Mukaddem | Önce; önce gelen; daha öncede bulunan |
Mukadderat | Kader; yazgı; ölçülebilen,sayılabilen şeyler |
Mukarrer | Kararlaştırılmış |
Mukarrerat | Kararlar; kararlaştırılan şeyler |
Mukataa | Arazinin belli bir ücret karşılığında kiraya verilmesi; bağ,bahçe,arsa durumuna getirilen ekim toprağı için verilen vergi |
Mukavele | Sözleşme; akit; bağıt |
Mukayyet | Kayıtlı; sınırlı; kaydolunmuş; deftere geçirilmiş |
Mukriz | İkraz eden; borç veren; ödünç veren |
Muktazi | Gerekli |
Munkati | Kesilmiş; ara verilmiş |
Munkazi | Bitmek |
Munsifane | İnsaflı ölçüde |
Muntafî | Sönme; ortadan kalkma |
Muntazır | Bekleyen; gözetleyen |
Murabaha | Kanunun belirlediğinden fazla faiz alınması; tefecilik |
Murakabe | Denetleme; kontrol; gözetme |
Muris | Kazandıran; veren; miras bırakan, ölümüyle, hakkında miras hukuku hükümlerinin uygulandığı kişi; miras bırakan. |
Murtabit | Bağlantılı |
Musaddak | Tasdikli; onaylı |
musakka | sulu tarla;suyu bulunan taşınmaz |
Musakkaf | Üstü tavanla örtülmüş; tavanı,damı olan; |
Musakkafat | Gelir getiren kapalı (damlı) binalar |
Mutad | Alışılmış; âdet olunmuş; normal |
Mutalebe | Talepte bulunma; istemde bulunma |
Mutasarrıf | Tasarruf eden; sancakların en büyük mülki amiri |
Mutavassıt | Aracı; aracılık eden; vasıta olan |
Mutazammın | İçine alan, üstüne alan; kefil olan; ödemeyi üstlenen |
Mutazarrır | Zarar gören kimse |
Muteber | Geçerli; itibarlı; hatırı sayılır; güvenilir; sağlam |
Muteberiyet | Geçerlik; geçerlilik |
Mutlak muvazaa | Tarafların gerçekte herhangi bir muamele yapmayı düşünmedikleri halde, sadece üçüncü şahısları yanıltmak amacıyla, aralarında bir muamele yapılmış gibi göstermeleri |
Muttali | Öğrenme; haberdar olma; bilgilenme |
muvacehe | yüzleştirme |
Muvâcehe | Yüzleştirme; yüz yüze gelme |
Muvafakat | Uygun görme; onama; razı olma; rızası olma |
Muvafık | Uygun; yerinde |
Muvakkat | Geçici; süreksiz |
Muvâzaa | Danışıklı işlem |
Muvâzene | Denge |
Muzâf | İzafe edilmiş; bağlı; bağlanmış; katılmış; yönelik |
Mübâdele | Bir şeyin başka bir şeyle değiştirilmesi; değiştirme; değiş-tokuş; değişim |
Mübayaa | Satın alma |
Mübâyenet | Birbirine zıt olan şeyler, kaideler, iddialar, hükümler arasındaki görünüş |
Mübâyin | Zıt; aykırı; ters |
Mübeyyin | Gösterir |
Mücâvir | Komşu olan; yanında bulunan |
Mücbir | Zorlayıcı; zorlayan |
Mücerred | Soyut; genel |
Mücmel | Kısa ve öz olarak anlatılmış; açıklanmadıkça ne anlama geldiği anlaşılamayan ibare |
Müctemian | Topluca; toplu olarak |
Müdafi | Savunucu; savunan |
Müdahalenin men’i | Taşınır veya taşınmaz bir mala karşı yapılan maddi elatma veya sataşmanın, ayni hakka dayanılarak önlenmesi. |
Müddea | Davacının dava ettiği şey; dava konusu |
Müddeaaleyh | Davalı; hakkında dava açılan kişi |
Müddeabih | Dava konusu |
Müddei | Davacı; iddia eden kişi |
Müddei aleyh | Davalı; hakkında dava açılan kişi |
Müddei umumi | Savcı |
müddeiumumiye | cumhuriyet savcısı |
Müebbet | Sonsuz; süresiz |
Müeccel | Vadeli; vadeye bağlanmış; zamanı henüz gelmemiş |
Müeddî | Tediye eden; eda eden; doğuran |
Müesses | Kurulmuş; kurulu; tesis edilmiş |
Müessir | Tesir eden; etkili; tesirli |
Müeyyid | Teyid eden; doğrulayan; kuvvetlendiren |
Müeyyide | Yaptırım; destek; hukuk kurallarının uygulanmasını sağlamak ve zorlamak için yasalara konulan hükümler; bir kuralın emir ve yasaklarına uyulmadığı zaman karşılaşılacak olan tepkidir. |
Müflis | İflas eden kişi; mahkemelerce iflasına karar verilen kimsedir |
Mühür | Bazı kişi ve kurumların, yaptıkları işlemi veya koruma altına aldıkları eşyayı belgelendirmek için kullandıkları kazılı damga vb. araç. |
Mükellef | Yükümlü; ödevli; görevli |
Mükellefiyet | Yükümlülük; bir kimseye veya bir şeye yükletilen yüküm; görev |
Müktesip | İktisap eden; kazanan; edinen |
Mülâhaza | Düşünce; görüş |
Mülâhazât | Düşünceler |
Mülga | Kaldırılmış, ilgâ edilmiş. |
Mülki | Ülke ile ilgili; ülke yönetimine ilişkin |
Mülkiyet hakkı | Kişiye, kanunların öngördüğü sınırlar içinde, sahibi olduğu maldan ve malın hukuki ve doğal ürünlerinden yararlanma ve o mal üzerinde tasarruf etme yetkisi veren egemenlik hakkı. |
Mültezem | Gerekli görülen; kayırılan |
Mülzem | Bağlı |
Mümâselet | Benzeme; benzeyiş; andırma |
Mümasil | Örnek; misâl; benzeyen; andıran |
Mümellek-ün-leh | Kendisine bir şey temlik olunan kimse |
Mümellik | Temlik eden; mülk olarak veren kişi |
Mümessil | Temsil eden; temsilci |
Mümeyyiz | Sezgin; temyiz eden; iyiyi kötüden ayırma yeteneğine (temyiz gücüne) sahip kimse. |
Mümtâz | Üstün; ayrıcalıklı; imtiyazlı |
Mümteni | Çekinen; imtina eden; olamaz; |
Mün’akit olmak | Bir sözleşmenin kurulması; akdin oluşması; üzerinde anlaşma yapılmak |
Münâzaa | Uyuşmazlık; çekişme; anlaşmazlık |
Münaziünfih | Niza konusu; uyuşmazlık konusu olan şey; dava konusu |
Münbais | Doğan; ileri gelen |
Müncer | Sonuçlanan; şu veya bu sonuca varan |
Mündemic | İçinde bulunan; (içinde)yatan |
Münderecat | İçerik; kapsam; içindekiler |
Münferiden | Tek tek; ayrı ayrı; tek başına |
Münfesih | İnfisah etmiş; bozulmuş; dağılmış |
münhal | boş, görevlisi bulunmayan |
Münhasır | ..ye özgü; ..ye ayrılmış; ..ye mahsus; sınırlanmış; ayrılmış |
Münkasem | Bölünmüş |
Münkati | Kesilen; kesilmiş; kesik; aralıklı |
Münkir | İnkar eden |
Münselip | Kaybetme, keybeden |
Müntakil | İntikal eden; geçen |
müntehap | şeçilen,seçilmiş bulunan |
Müntehî | Nihayet bulan; sona eren; son; en son; bir şeyi tamamlayan |
Mürâdif | Eş anlam; aynı anlam |
Mürafaa | Sözlü duruşma; genellikle Yargıtay’da veya İdare Mahkeme’lerinde yapılan duruşmaya verilen ad |
Müraselât | Gönderilen şeyler; mektuplar; yazışmalar |
Mürettep | Tertip edilmiş; düzenlenmiş |
Mürtebit | Bağlantılı; ilişkili; ilgili |
Mürtefi | Kaldırma kaldırılmış |
Mürtehin | Rehin alacaklısı; ipotek hakkına sahip |
Mürur hakkı | Geçit hakkı |
Müruru zaman | Zaman aşımı; bir davanın açılması veya hükmün yerine getirilmesi için kanunen belirli zamanın geçmesi |
Müsaade | İzin; yardım; uygun olma; serbestlik |
Müsadere | Zoralım; bir kimsenin taşınır veya taşınmaz bir malının, kendi isteği olmaksızın devlet tarafından elinden alınması |
Müsamaha | Hoş görme; göz yumma; tolerans tanıma |
Müsâvât | Eşitlik |
Müsavi | Eşit; eş düzeyde; aynı seviyede |
Müseccel | Tescilli; yazılmış; kayıtlı; damgalanmış |
Müspet edim | Borçlunun, belli bir şeyi yapmak ya da vermek şeklinde olumlu bir davranış biçimi ile yerine getireceği edim türü |
Müstacel | İvedi; tez; hemen yapılması gerekli |
Müstacelen | İvedi olarak; acele olarak |
Müstaceliyet | İvedilik; acil olma hali |
Müstagallât-ı mevkufe | Hayır kurumlarına gerekli geliri sağlamak üzere vakfedilmiş mallar |
Müstehak | Hak eden |
Müstehik | İstihkak sahibi; hak kazanmış; haketmiş; layık |
Müstelzim | Gerektirici; doğurucu; sonuç doğurucu |
müstemir | sürekli, kesintisiz |
Müstemiren | Sürekli,aralıksız |
Müsteniden | Dayanarak; bir şeye dayanarak; delil göstererek |
Müstesna | Ayrık; istisna olan; kural dışı |
Müşâ’ | Ortaklar arasında beraberce kullanıldığı halde paylara ayrılmamış şey; ortak mal |
Müşâbehet | Benzeyiş; benzeme |
Müşâbih | Benzeyiş; benzeme |
Müşârün-ileyh | Adı geçen; anılan; ilim ve resmi mevkii yüksek olan kimse |
Müşkilât | Zorluk; güçlük |
Müşteki | Şikayette bulunan, şahsî davacı. İlgili makama derdini aktaran. |
Müşterâ | İştira edilmiş; satın alınmış |
Müşterek mülkiyet | Birden çok kişinin, kanun veya hukuki işlem nedeniyle, bir mala, fiilen bölüşmedikleri belirli paylar oranında malik olmaları. |
Mütâlaa | Görüş; irdeleme; düşünce |
Müteaddit | Birden fazla; çeşitli |
Müteahhidünbih | Taahüt edilen,yapılması istenilen şey |
Müteahhit | Taahhüt eden; yüklenici; belli bir inşaatı (eseri) yapmayı üstlenen |
Müteallik | İlişkin; bir şeye dair; ilgili |
Müteamel | Alışılagelmiş |
Mütebaki | Geriye kalan; artan |
Mütedâir | Dair olan; ilişkin; değin |
Mütedavil | Elden ele geçen; dönen; dolaşan; tedavül eden |
Müteferri | Eklenti; eklenmiş; ekli; ilişkin; aynı kökten |
Müteferriât | Teferruat; ayrıntı |
Müteferrik | Dağınık; çeşitli; ayrı ayrı; türlü |
Mütegayyib | Kaybolmuş; yitmiş |
Mütehammil | Tahammüllü; dayanıklı |
Mütehassıl | Doğan; hasıl olan; meydana gelen |
Mütehavvil | Değişken; kararsız |
Mütekabiliyet | Karşılıklılık |
Mütekabiliyet Esası | Bir devletin, başka bir devletin vatandaşlarına uyguladığı hukuki veya fiili bir davranış biçimine karşılık, diğer devletin de aynı şekilde davranması. |
Mütemâyil | Eğilimli; taraflı görünen |
Mütemerrid | Temerrüde düşen (kimse); yapması gereken bir şeyi yapmamakta direnen |
Mütemmim cüz | Tamamlayıcı parça; mahalli örf ve adete göre, bir nesnenin esaslı unsuru olan, o nesne yok edilmedikçe veya parçalanmadıkça yahut niteliği bozulmadıkça ondan ayrılması mümkün olmayan parçalar, o nesnenin tamamlayıcı parçasıdır. |
Mütenakıs | Çelişik |
Mütenasip | Uygun; denk |
Müterâfik | Beraber bulunan; karışık; birlikte |
Müterettib | Sıralanmış; ait olan; …..üstüne düşen; gereken; meydana gelen; dolayı; meydana gelen |
Mütesarlülfesat | Çabuk bozulan |
Müteselsil | Zincirleme; dayanışmalı; ardı ardına |
Müteselsil Sorumluluk | Birden çok kimsenin, bir borcun veya zararın (tamamının) ödenmesinden, zincirleme olarak ve tek başına sorumlu olması. |
Mütevakkıf | Bağlı |
Müteveffâ | Vefat etmiş; miras bırakan |
Mütevelli | Bir vakfın yönetiminin kendisine verildiği kişi; vakıf yönetim kurulu |
Mütevellit | Doğan; ileri gelen |
Müttefik-un-aleyh | Üzerine ittifak edilmiş; anlaşma sağlanmış |
Müttehaz | Verilen; ittihaz olunan; kabul edilen; yürürlükte bulunan |
Müttehit | Birleşik |
Müvekkil | Kendisini vekil ile temsil ettiren kişi; vekil eden. |
Müvezzi | Dağıtıcı |
Müzaheret | Yardım; koruma |
Müzayede | Artırma; açık artırm |